Klinik Psikolog Gizem Savruk


Öz-şefkat basitçe kendinize şefkat uygulamaktır. Merhamet, kendinizin veya başkalarının acılarına karşı duyarlılık ve bu acıyı hafifletmek için bir şeyler yapma, zararlı değil yararlı olma motivasyonu veya taahhüdüdür. Yani öz-şefkat, bu şefkati kendimize yöneltmemizdir. Öz-şefkatin çok iyi bilinen bir ilkesi, iyi bir arkadaşınızın bu durumda size nasıl davranacağını (ya da sizin ona nasıl davranacağınızı) düşünmek ve sonra kendinize de aynı şekilde davranmaktır. Bu, zor zamanlar geçirdiğinizde eylemlerinize rehberlik edebilir.

Kişisel deneyimlerimiz tersini söylese de öz şefkat dünyanın en doğal şeyidir. Her yaşayan varlığın içinde mutlu ve ıstıraptan uzak olma isteği vardır. Her yaptığımız şey, hatta başkalarına yardım ettiğimizde aldığımız keyif bile, kendimizi daha iyi hissetme isteğimizle ilintilidir. Bu sebeple, öz şefkat bize yeni bir şey sunmaktansa içimizde olan bir değere işaret ediyor.

İyi hissetmek istemenin doğal bir iç güdü olduğunu kendimize hatırlatsak belki kendimize eleştiri yaparken bizi insaflı kılabilir. Bir yerinizi incittiğinizde bantla saramaz mısınız? Duygusal anlamda acı çektiğimizde de aynı şeyi neden yapamayalım?


Zor Duygulardan Kaçabilirsin Ama Saklanamazsın!

Kaygı uyandıran bir durumla karşı karşıya kaldığımızda, doğal tepkimiz bir kaçış yolu aramaktır. Bazen, acımızı hafifletmeye yönelik doğal arzunun, eyleme geçmemiz, belki de kendimizi durumdan ve rahatsızlığından uzaklaştırmamız gerektiği anlamına geldiğini varsayarız. Bir tetikleyiciden kaçınırsanız, rahatsız edici duygulardan da kaçınabilirsiniz. Düşünce böyle devam eder.

Ruh sağlığı alanında kaçınmanın üstesinden gelmekle ilgili pek çok şey söylenir. Bazen istenmeyen duygu ve düşünceleri içsel olarak değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya çalıştığımızda, bunlar daha da güçlenir. Dediğimiz gibi, “Direndiğimiz şey devam eder.” Bastırma ve kaçınma gerçekten de kaygı sorunlarının çoğunu tetikler. Duygusal acıyı hafifletmenin zihnin doğasıyla yüzleşmekten geçtiğini düşünmeyi seviyorum. Bunu gerçek bir etkinlikle yapmak bazen, istenmeyen bir maddeden kurtulduğumuz gibi onlardan kurtulmak yerine, içsel deneyimlerimizin çoğunu kabul etmemiz, hoş görmemiz ve birlikte kalarak hayatımıza devam etmemiz gerektiği anlamına gelir.

 

Kı̇şı̇sel Gelı̇şı̇m İçı̇n Yenı̇ Kaslar

Kabullenme pratiği yapmak, bir dizi yeni kuralın pratiğini yapmak gibidir. Bazen kendimizi korumak için birçok duvar inşa ederiz. Elbette bu bir bakıma mantıklıdır. Hiç kimse endişeli hissetmek istemez; herkes acılarının sona ermesini ister. Ancak büyüme anlam ve canlılık kazanmamızı gerektiriyorsa, gerçekte neler olup bittiğinden kaçınarak oraya ulaşamayız. İhtiyacımız olan kasları geliştirmek için hem zihnimizi hem de bedenimizi farkındalığa, kabullenmeye ve olumlu değişime hazırlamalıyız. Kabul etmek, her ne kadar boynu bükük bir eylem gibi gözükse de tam tersi cesaret isteyen, daha aktif olunarak yapılan bir eylemdir. Bu, kendimizi doğru fiziksel ve zihinsel durumlara sokmak ve şefkatle meşgul olmak anlamına gelir. Basit bir ifadeyle, zihinsel şınav çekmeye çalışıyoruz ve bu şekilde büyümek bir kası güçlendirmek gibidir. Bu tür bir çalışma için doğru türde güçlü olmak çaba ve pratik gerektirir. Değişmek için savunmalarımızı bırakmamız gerekir.

 

Büyüme, Savunmamız Yüksekken Gerçekleşmez

Algılanan bir tehdide tepki olarak hareket ettiğimizde, dikkatimiz daralacak ve bu da davranış seçeneklerimizin daralmasına neden olacaktır. Zihnimiz tehlikede olduğumuzu algıladığında, doğal olarak tehditlere aşırı odaklanırız. Tehdit modumuz etkinleştirildiğinde, çok esnek ve değişime açık olmayız. Katı bir şekilde davranırız çünkü tehlike bölgesindeymişiz gibi hareket ederiz. Mesele şu ki, pek çok şeyi tehdit olarak algılarız ki bunların çoğu kriterlere uymaz. Belirsiz uyaranlara sanki tehlikeliymişler gibi tepki vermeye programlanmışız. Sosyal tehditlere fizyolojik olarak gerçek ve mevcut tehlikelermiş gibi tepki veririz. Hatta çoğu zaman düşüncelerimize bile gerçekmiş gibi tepki veririz.

 

Öz-Şefkat Bizi Büyümeye Açabilir

Kaygı karşısında esnek, açık, etkili hareket etme ve var olma yollarını nasıl geliştirebiliriz? Bunu yapmanın yolu, kendimizi duygusal güvenlik içinde topraklamaktan, en iyi şefkatli ilişkilerde ifade edilen varsayılan ayarımızı geri getirmekten geçer. Öz-şefkat pratiği güverteyi temizlememizi, odaklanmamızı ve dengeleyici bir etkiyi harekete geçirmemizi sağlar. Bu durumda, esnek olmakta ve anlık duygular ve kaygılar tarafından yönetilmeyen kararlar almakta özgür oluruz.

 

Hadı̇ Yapalım: Ama Nasıl?

Öncelikle, dikkatimizi odaklamak için nefes yoluyla bedenimizi eğitmemiz gerekir. Kendimizi dinlendirici bir tepki vermek üzere eğitir, gereksiz gerilimi elimizden geldiğince serbest bırakırız. Zihnimizi kademeli olarak şefkat ve özen farkındalığında dinlenmeye eğitebiliriz, böylece güvende hissetme temeline geri dönebiliriz. Bu, zor şeylerle başa çıkmaya hazır olan parçamızın uyanmasını güvenli hale getirir. Düşüncelerimizin bize söylediklerine kanmadan bu noktaya tekrar tekrar dönmek konusunda tutarlı ve acımasız olmalıyız. İnatçı bir düşünce bizi rahatsız ettiğinde sorulacak iyi bir soru, bu düşüncenin bir gerçek olup olmadığıdır. Bizim işimiz aslında başkalarına gösterdiğimiz ilgiyi kendimize de göstermektir. Her birimiz başkalarına gösterdiğimiz sevgi dolu şefkatin aynısını hak ediyoruz.

Tüm insanlar doğuştan başkalarıyla ilgilenme eğilimiyle dünyaya gelir. Mücadele eden birini gördüğümüzde “Size nasıl yardımcı olabilirim?” demek doğal bir dürtüdür. Kendimize de tam olarak böyle davranmamız gerekir. Sadece durun ve kendinize şöyle deyin: “Tamam, acı çekiyorsun. Hadi bu acıyla ilgilenelim.” Buradaki işimiz, başkalarına nasıl davranıyorsak kendimize de öyle davranmak, başkalarına saygı duyduğumuz gibi kendimize de saygı duymaktır. Bunun hiçbir istisnası yoktur. Yolun her adımında nezaketi gerçekten hak ediyorsunuz.

 

Öz Şefkatin Etkisi

Öz-şefkatle ilgili heyecan verici olan şey, depresyon ve anksiyeteyi azalttığının ve yaşam kalitemizi ve tedavi sonuçlarımızı iyileştirdiğinin gösterilmiş olmasıdır. Öyleyse, öz-şefkat uygulamayı öğrenelim ve gerçekten nasıl hissettiğimizi onurlandıralım, başkalarına gösterdiğimiz sevgi dolu şefkatin aynısını kendimize de gösterelim.